Dosya ve Fotoğraflar: Nihan ÖZGEN
Yazı: Engin GÜNDÜZ
Kaynak: gezginfoto.com.tr
İsa'dan sonra 5. yüzyılda inşa edilen Deyrulzafaran Manastırı, muhteşem mimarisi yanında Süryani Kilisesi'nin önemli merkezlerinden biri olmuştur. Kutsal toprakların heybetli manastırı 640 yıl boyunca Süryani Ortodoks patriklerin ikametgâh yeriydi.
Deyrulzafaran Manastırı, Mardin'in 4 kilometre doğusunda, şirin bir dağ yamacında, Mardin Ovası'na hâkim bir noktaya konumlanmıştır. Üç kattan oluşan bu heybetli manastır, 5. yüzyıldan başlayarak farklı zamanlarda yapılan eklentilerle bugünkü haline 18. yüzyılda kavuşmuştur. Eklentilerin farklı dönemlerde yapılmasına rağmen manastırın adeta tek bir zamanda inşa edildiği havasını vermesi, bu eklenti binaları yapan mimarların ne kadar maharetli olduklarını göstermektedir.
Manastır, milattan önce güneş tapınağı, daha sonra da Romalılarca kale olarak kullanılan bir kompleks üzerine inşa edildi. Romalılar bölgeden çekilince Aziz Şleymunbazı azizlerin kemiklerini buraya getirterek kaleyi manastıra çevirdi. Bu nedenle manastır, önceleri Mor Şleymun Manastırı olarak biliniyordu. Mardin ve Kefertüth Metropoliti Aziz Hananyo'nun 793 yılından başlayarak büyük bir tadilat yapmasından sonra manastır onun adıyla, Mor Hananyo Manastırı olarak bilindi. 15. yüzyıldan sonra da etrafında yetişen ve yapıldığı tarihte harcında kullanılan 'zafaran' (safran) bitkisinden dolayı manastır, Deyrul-zafaran (Safran Manastırı) adı ile anılmaya başlandı.
Yüzlerce yıl önce bu dağlarda safran çiçekleri açarmış. Bu nedende Deyrulzafaran inşa edilirken renk versin diye, sıvasında safran çiçekleri kullanılmış. Safran çiçekleri o yıllarda o kadar çokmuş ki renklerini sunmuş Deyrulzafaran Manastırı'na ve sonrasında terk etmiş bu ovaları. Şimdilerde azlığından dolayı altın değerinde safran...
Kubbeleri, kemerli sütunları, ahşap el işlemeleri, iç ve dış mekânlardaki taş nakışları ile oldukça ilgi çekici bir yer olan Deyrulzafaran Manastırı, uzun tarihi boyunca Süryani Kilisesi'nin dini eğitim merkezlerindendi. Bölgeye ilk matbaayı getiren kişi de yine bu manastırda patriklik yapan ve 1895'te vefat eden 4. Petrus'tur. 1874 yılında İngiltere'ye yaptığı bir ziyaret sırasında satın aldığı matbaayı 1876 yılında Manastır'a getirmiştir.
Manastır günümüzde de Süryani Kilisesi'nin önemli dini merkezlerinden biridir ancak manastırda din adamı yetiştirilmediği için dini eğitim almak isteyen Süryaniler Şam'a gitmektedir. Mardin Metropoliti'nin ikametgâhı olan Deyrulzafaran Manastırı, dünyanın dört bir yanına dağılmış olan Süryaniler tarafından dua ve bereket almak için ziyaret edilirken, kültürel değerlere sahip çıkan yerli ve yabancı turistlerin de dikkatini çekmektedir.
Önceki dönemlerde Güneş Tapınağı olarak kullanılan karanlık odada doğuya bakan tek bir pencere bulunur. Bu odada, güneş ışınlarının girmesiyle güneşin kaybolması arasında geçen sürede insanlar güneşe taparak ibadet edermiş. Manastır içinde bulunan Güneş Tapınağı'nın kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, milattan önceki yıllara ve hatta Mardin'in kuruluşuna kadarki döneme indiği tahmin ediliyor.
Güneş Tapınağı, Mor Hananyo Kilisesi'nin doğu köşesinde iki kısımdan oluşmaktadır. Giriş kısmı beşik şeklinde yontulmuş taşlardan olup yüzeyi 30 metrekaredir. Güneş Tapınağı'nın 60 metrekarelik ikinci kısmı ise dikkat çeken bir tavan yapısına sahiptir. Tavanı oluşturan düz ve iri taşlar geometrik yapıda olup, o dönemin mimarları tarafından harç, kum, kireç ve benzeri malzeme kullanılmadan birbirine yaslanmış ve kenetlenmiş durumda yerleştirilmiştir. Tapınağın doğu ve güney cephesinde kalan iki kuşağın, sunak yeri olduğu tahmin edilmektedir. Günümüzde çoğunluğu Irak'ın Şengal bölgesinde yaşamlarını sürdüren ve bölgemizde de yaşayan Ezidiler'in inandığı dini figür Melek Tavus ismini taşıyor. Ahiret inançları olmayan Ezidiler'e göre dünya sonsuz ve kıyamet yaşanmayacak. Çarşamba gününü kutsal sayan Ezidiler, günde 3 kez güneşe dönüp ibadet ediyorlar.
Dergi sayfasını PDF olarak indirebilirsiniz.